PRP terapisi nedir?
PRP, İngilizce açılımı Platelet-rich plasma olan, Türkçe anlamı ise trombositten zengin plazma anlamına gelen bir ifadedir. Trombositler kanımızda bulunan ve kanın pıhtılaşmasında görev alan hücrelerdir. Plazma ise kanımızın dört öğesinden sıvı olan kısmıdır. Kanın yaklaşık olarak % 55’ini oluşturan plazmanın içerisinde çoğunlukla su, elektrolitler ve proteinler bulunur. Plazmadan sonra kanımızda önem arz eden diğer öğeler kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositlerdir. Trombositler kanın pıhtılaşmasını sağladığı gibi yeni dokunun büyümesini ve iyileşme sürecini de destekler.
Saç dökülmesine karşı kullanılan PRP terapisi ise öncelikle PRP oluşturulması ile başlar. Bunun için kişinin kendi kanı alınır ve içerisindeki maddeler ayrıştırılır. Kan yüksek hızda döndürülerek bileşenlere ayrılır. Bu bileşenlerden trombositler alta çöker, plazma ise üstte kalır. Birkaç işlem daha yapıldıktan sonra trombositten zengin bir plazma elde edilir; işte bu PRP’dir. Saç derisine PRP enjekte edildiğinde saç köklerine giden kan akışının artar ve bu şekilde saç çıkmasının teşvik edilir.
PRP destekli FUE saç ekimi işleminin amacının, saç ekim işleminden kaynaklanan doku hasarının iyileşmesini kolaylaştırmak, hem yeni ekilen saç köklerinin hem de mevcut saç köklerinin güçlenmesini ve canlanmasını ve saç ekim işleminin en yüksek verim ile gerçekleştirilmesini sağlamak olduğunu söyleyebiliriz.
PRP destekli FUE saç ekimi nasıl uygulanır?
PRP destekli FUE saç ekimi operasyonunda PRP terapisi, saç ekimi sırasında veya saç ekiminden sonra saç ekim operasyonundan kaynaklanan yara izlerinin iyileşmesini ve saçların uzamasını hızlandırmak için uygulanır. Saç köklerini güçlendirmek ve canlılık katmak amacıyla yapılan bu uygulama genellikle bir ay aralıklarla birden fazla uygulanır. Bu uygulamanın aşamaları şunlardır:
- Kanınız alınır ve bu alınan kan santrifüje yerleştirilir. Santrifüj hızlı bir şekilde dönerek kanınızı bileşenlerine ayrıştırır.
- Kanınız 10 dakika boyunca santrifüjde döndükten sonra üç bileşene ayrılacaktır. Bunlardan biri trombositten fakir plazma, diğeri trombositten zengin plazma, sonuncusu ise kırmızı kan hücreleridir.
- Bu ayrıştırma işleminden sonra trombositten zengin olan plazma şırınga ile çekilir ve saçların güçlenmesinin ve uzamasının arzu edildiği bölgelere enjekte edilir.
PRP terapisinin faydaları nelerdir?
PRP’nin temelini oluşturan trombositler, epidermal büyüme faktörü (EGF), trombosit kaynaklı büyüme faktörü (PDGF), dönüştürücü büyüme faktörü (TGF), vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF), insülin benzeri büyüme faktörü ve interlökin-1 gibi birçok büyüme faktörünü içerisinde barındırır. Bu büyüme faktörleri hem hücresel yenilenmede hem de cildin onarılmasında ve bağ dokuların onarılmasına görev alır. Bu nedenle PRP terapisinin saç ekimi işleminin etkilerini güçlendireceği ve saç çoğalmasını teşvik edeceği düşünülmektedir. PRP terapisini uygulayanların iddia ettiği faydalar ise şunlardır:
- Donör bölgedeki saçları çok ince olan ve bu nedenle saç ekimi işleminden fazla verim alamayacak hastaların saçları güçlenebilir.
- Yeni kolajen üretimi ve yeni damarların oluşması sağlanır.
- Doku hasarı giderilir ve yeni dokular oluşur.
- İşlemden kaynaklanan yaralar kısa sürede geçer ve işlem yapılan bölgelerde iz oluşmaz.
- Saç ekim işleminin başarı şansı ve verimi artar.
- Saçlar genel olarak güçlendiği için işlem sonrasında saçlar daha az dökülür ve ileride oluşabilecek sorunların belli düzeyde önüne geçilir.
- Ekilen saçlar güçlü ve hızlı bir şekilde çıkarlar.
PRP tedavisinde trombositlerle ilişkili büyüme faktörlerinin etkileri ve faydaları
Trombosit kaynaklı büyüme faktörü (PDGF): Bu büyüme faktörü kan damarlarının oluşmasına, hücrelerin çoğalmasına ve cilt dokusunun oluşmasına katkıda bulunarak iyileşme sürecini hızlandırır.
Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF): Bu büyüme faktörü yeni kan damarlarının oluşmasına katkıda bulunur.
Dönüştürücü büyüme (TGF) faktörü: Bu büyüme faktörü hücreler arasındaki matrisin çoğalmasını sağlar ve kemik oluşumunu tetikler.
İnsülin benzeri büyüme faktörü (IGF): Bu büyüme faktörü vücuttaki neredeyse tüm hücrelerde normal fizyolojik fonksiyonlar için düzenleyici görevler görür.
Epidermal büyüme faktörü (EGF): Bu büyüme faktörü hücre çoğalmasına ve farklılaşmasına, yeni kan damarlarının oluşumuna ve cilt için önemli yapısal bir protein olan kolajen oluşumuna katkıda bulunur.
Fibroblast büyüme faktörü-2 (FGF-2): Bu büyüme faktörü belirli hücrelerin çoğalmasına ve yeni kan damarlarının oluşmasına katkıda bulunur.
PRP terapisinin yan etkileri ve riskleri nelerdir?
PRP terapisi genel olarak fazla risk ihtiva eden bir uygulama değildir. Bununla beraber enjeksiyon yöntemiyle uygulandığı için belli yan etkile ortaya çıkabilir. PRP terapisinin olası yan etkileri şunlardır:
- Enfeksiyon
- Kan damarlarının veya sinirlerin hasar görmesi
- Yara oluşması
- Anesteziye karşı alerjik reaksiyon
PRP terapisinin riskleri
- Eğer kan sulandırıcı bir ilaç kullanıyorsanız bu ilaçlar nedeniyle kanamanın durmaması söz konusu olabilir
- İlaçlar haricinde bitkisel takviyeler de kanı sulandırabilir ve işlem esnasında kullanılan anestezik madde ile etkileşime girebilir
- Aşırı miktarda alkol ve uyuşturucu kullananlar bu terapi için uygun olmayabilir
- Kanser, kronik cilt hastalıkları, platelet bozuklukları ve karaciğer hastalığı gibi ciddi bir hastalığınız var ise işlem için uygun olmayabilirsiniz.
Leave A Comment?